Muş bilgi! Erdoğan: Akademisyenlerimiz Kars’a bile Ağrı’ya üstelik Muş’a birlikte Hakkâri’ye dahi Gidiyor ve Yavrularımızı Evlerinin Yanı Başındaki Üniversitelerde Okutuyor

Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan, “Zaman Iğdır’de, Muş’ta, Kars’ta, Ağrı’üstelik darülfünun olmazsa oradaki yavrularımız, gençlerimiz nerede üniversite tahsilini yapacaktı? Parası pulu, imkanı varsa Ankara’ya, İstanbul’a gelecekti. Yoksa üniversite okuyamayacaktı. Amma demincek profesörlerimiz, doçentlerimiz, cümle akademisyenlerimiz Kars’a dahi Ağrı’ya dahi Muş’a dahi Hakkari’ye birlikte gidiyor ve yavrularımızı evlerinin yanı başındaki üniversitelerde okutuyorlar” dedi.

Reisicumhur Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda planlı ‘2022-2023 Yükseköğretim Akademik Sene Açılış Töreni’hangi konuştu. Erdoğan, kısaca şunları söyledi:

“Son 50-60 yılın yeryüzü erdemli seviyelerine ulaşan enflasyon rakamları, Mağribî ülkelerde yaşayanlar karışma, herkesi zorluyor, bunaltıyor. Kış mevsimiyle beraber bu ülkelerde enerji ve azık güvenliği konusundaki endişeler her an tırmanıyor. Prag Zirvesi’nde yekpare liderlerden bunu duyduk. Kâffesi, ‘Bu kışı nasıl atlatacağız’, ‘Bu kışı elbette geçireceğiz’, bilcümle bunu anlatıyorlardı. Bizim böyle tıpkısı sorunumuz yok.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜNYADA KÖKLÜ SİYASİ DEĞİŞİMLERİN YAŞANMASI KAÇINILMAZDIR”

Lüzumlu politik istikrarsızlıklar gerekse kazançlı sorunlar sunma şişman darbeyi, toptan sistemin çeperlerinde saha alan çöllük ülkelere vuruyor. Ekonomisi hastalıklı, üretim kapasitesi sınırlı, içtimai barışını kül manasıyla sağlayamamış, siyasal bakımdan müdahalelere meydanda kırılgan devletler, bu sıkıntılı süreci yönetmekte daha aşkın zorlanıyorlar. Rusya- Ukrayna savaşı ile gündemin gerisine düşmüş olsa dahi önümüzdeki dönemde dünyada doğru siyasi değişimlerin yaşanması kaçınılmazdır.

Ne günlük siyasetin eğreti tartılmalarının hangi vasilik güçlerinin tehditlerinin ne de üzerimize salınan envaitürlü terör örgütünün bizi hedeflerimizden ve ideallerimizden koparmasına müsaade ettik. Yetersiz dışında yazılmış reçetelerle sorunlara hal beklemek adına, zat göbeğimizi kendimiz kestik. 10 almanak, 20 almanak programlarla ülkemizin varlıklı potansiyelini ortaya çıkarmanın mücadelesini verdik.

“AKADEMİSYENLERİMİZ KARS’A BIRLIKTE AĞRI’YA BIRLIKTE MUŞ’A DE HAKKARİ’YE DE GİDİYOR VE YAVRULARIMIZI EVLERİNİN YANI BAŞINDAKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUTUYOR”

Birileri bizimle dalga geçti. Tığ 76 üniversiteden 209 üniversiteye çıkarken ‘Ne gerek var’ dediler. Ama bilmiyorlardı kim zaman Iğdır’bile, Muş’ta, Kars’ta, Ağrı’de darülfünun olmazsa oradaki yavrularımız, gençlerimiz nerede üniversite tahsilini yapacaktı? Parası pulu, imkanı varsa Ankara’ya, İstanbul’a gelecekti. Yoksa darülfünun okuyamayacaktı. Amma demin profesörlerimiz, doçentlerimiz, kamu akademisyenlerimiz Kars’a üstelik Ağrı’ya birlikte Muş’a da Hakkari’ye birlikte gidiyor ve yavrularımızı evlerinin yanı başındaki üniversitelerde okutuyorlar. Iş budur. Ufkunuz varsa bu nesli yetiştirirsiniz. Ufkunuz yoksa o devir yapılacak temas özdek namevcut.

“HOCALARIMIZ UÇAĞA BİNİP MUŞ’A, KARS’A, AĞRI’YA GİDEBİLİYOR”

Tabii evveli şu bastırık de vardı; Güneydoğu’ya, Doğu’ya hocalarımız neyle gidecek? Otobüsle mi gitsin? Herkesin altında araba birlikte bulunmayan. Bütün bunlar konuşuluyor. Ama deminden, 26 havalimanından 59 havalimanına çıktık. Zımnında hocalarımız, imdi uçağa binip Muş’a, Kars’a, Ağrı’ya gidebiliyor. Nedeniyle burada dahi bir gravite kalmadı.

Kılık üst yasaklarından ideolojik baskılara, siyasi kavgalardan enfrastrüktür eksikliklerine kadar mukavim çokça sorun vardı. Üniversite girişlerine kurulan inandırma odaları, dereceye girip bergüzar almaya hak kazandığı halde sahneden ağzı kapatılarak indirilen zinde kızların görüntüleri, bu dönemin utanç sahneleri adına hafızalara kazındı. Bunları unutacak mıyız? Bunları yaşadık. Benim polisimi, kızlarımızın ağzını durdurmak ve okula sokmamak, tekme tokat onları dışarı atmak gibi uygulamalara tabi tuttular. Benim kızlarım imam hatipte okudu. Ben, hangi yazık ki kızımı mortocu hatipten kabul etmek zorunda kaldım. Tıpkı arkadaşımın müdürü olduğu imam hatipe kovmak yerinde kaldım, değişik tıpkısı şehirde.

“HARÇLARI BİZ KALDIRDIK”

Çıktı hocalarımızın arasında başörtülüler var mı? Var. Öğrencilerimizin zarfında abat bayındır üniversiteye gidebilen kızlarımız var mı? Hep bunlarla beraber bundan sonra emniyet teşkilatında, silahlı kuvvetlerde; bilgili, müddeiumumi, başörtülü yerine görev yapabiliyor mu? Yapabiliyor. Esas hürriyet budur.

Şimdi hürriyet var, demincek özgürlük var. Eğitimde, öğretimde bunu yakaladık. Hatırlayın, masraf meselesi. Harçlardan belde öğrenciler ne yapıyordu? Sonsuz boykotlar. Harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık.

‘Mevcut yurtlar taleplere cevap veremiyor’ diye niteleyerek bağırıp durdular. Şu anda 850 bin öğrenci kapasiteli yurtlarımız var. İhtiyaçlara ferah ferah karşılık veriyor.

“TÜRK ÜNİVERSİTELERİNE YAKIŞMAYAN ELEM MANZARAYA SONUÇ VERDİK”

Hangi diyordu bire bir tanesi? ‘Ego aynı yılda bu sorunu çözerim.’ Hayatınız yalan. Akşam yalan, sabahleyin dalavere. Tığ uygulamadayız. Şu anda çağcıl ancak binalarımız, bütün bunlarla bu arada üniversitelerimiz, kâffesi birbirinden domuzuna. Dünyaya yaşıt gösterebileceğimiz altyapısıyla, herhangi bir şeyi ile üniversitelerimiz var, okullarımız var. Buralara geldik. Attığımız adımlarla Türk üniversitelerine yakışmayan bu dokunakli manzaraya serencam verdik.

“KABİNE TOPLANTISINDA DOĞRULUK BAKANI’MIZ ÇALIŞMALARI BİZE SUNACAK”

Kanunuesasi değişikliği teklifimizle bu anne hak özgürlüğünü anayasal garanti altına kabul etme teklifimizi getireceğiz. Haydi bakalım. Kanuncu düzenlemeye şu anda ihtiyaç yokken artık ‘Kanuncu düzenleme yapalım’ dedi. Kanuncu düzenlemeye gerekseme namevcut. Senin birlikte on paralık hukukçu namevcut mu? Bu amal aşıldı? Yapılması gereken aynı husus var. Eğer samimiysen, dürüstsen gel, kanunuesasi değişikliği yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım. Bugünkü hükûmet toplantısında Türe Bakanı’mız, yaptıkları çalışmaları bize sunacaklar.

Göreve geldiğimizde burs, güven neydi? 45 liracık. Hangi utanılacak miktar. Bunlarla devraldık. Bursu 850 liraya çıkardık. Nerelerden nerelere. Doktorayı asgari ücrete çıkardık. Tığ neden varız? Milletimizin devletine yapmış olduğu ödemelerle biz lüzumlu öğrencilerimizi ister lisansüstü, doktora öğrencilerimizi çok daha rahat şartlarda okumalarını, eğitim-öğretimi devam ettirmelerini sağlayalım diye niteleyerek verdik.

Ücretlerini sabık sene seviyesinde tuttuğumuz yurtlarımızda istisnasız birlik öğrencilere sağladığımız tagaddi yardımını, kısaca 2,5 bitirme artışla maaş bin 800 liraya yükselttik. Üniversitelerde 2000 yılında 9 bin olan profesör sayımız şimdi 31 bine, 5 bin olan doçent sayımız 18 bine imdi. Toplam akademik personel sayımız ise 70 binden 184 bine ulaştı.

“35 GÖZYAŞI ÜZERİ KADINLARIMIZA YÜKSEKÖĞRETİMDE YENİ BİR KAPI AÇIYORUZ”

50/D kapsamında doktorasını tamamlamış akademisyenlerimize, mezuniyetleri sonrası 1 artı 1 yıl şeklinde çalışma imkanı getirdik.

Yeni faaliyet ile 35 yaş cisim kadınlarımıza yükseköğretimde kullanılmamış bire bir kapı açıyoruz. Buna bakarak, 35 yaş üzerindeki kadınlarımız üzere dolay lisans ve lisans programlarında ilişik kontenjan tanımlayacağız. Üçüncü müjdemiz; YÖK’ün teşkilat yapısının reforme edilmesine ilişkindir. Halihazırda 208 yükseköğretim kurumu ile balaban tıpkı yapıya dönüşen YÖK’ün etkinliğini elan de artırmayı hedefliyoruz.”

Share: