Komorlar bayraklı Anatolian isimli Ro-Ro gemisi 10 Ilkgüz’da Bozcaada’nın 11 deniz mili güneybatısındaki arsıulusal sularda Palikarya Kıran Düzenlilik botları aracılığıyla açılan taciz ateşine maruz kaldı. Bölgeye Türk Deniz Boyu Düzenlilik botlarının gelmesi üstüne Yunan unsurları bölgeyi tecezzi etti.

ZEYTİNBURNU SAHİLİ’NE DEMİRLEDİ

‘Anatolian’ isimli gemi Çanakkale Boğazı’nda Şüpheli Liman bölgesine demirledi. İncelemelerin peşi sıra seyrine izin sunulan gemi geçmiş sabahın er saatlerinde İstanbul, Zeytinburnu Sahili’ne mail tıpkısı alanda demirledi. Peşi Sıra, Anatolian isimli gemi 17.00 sıralarında, Haydarpaşa Liman İşletme Müdürlüğü’ne doğru yola bundan sonra. Bu tam, sefine sahipleri ve gemideki Cengiz Oruç’un ailesi limana gelerek, Anatolian isimli geminin limana yanaşmasını bekledi.

TUZLA’DA BAKIMA GİRECEK

Geminin Haydarpaşa Limanı’na bağlanması ile Oruç ailesinin ateşin bekleyişi bile serencam buldu. Anatolian isimli gemide 6 Mısırlı, 4 Somalili, 5 Azerbaycanlı, 3 bile Türk’ün olduğu öğrenildi. Sefine Haydarpaşa Limanı’na bağlandıktan bilahare pasaport ve gemi kontrollerinin peşi sıra mürettebata baş aşağı izni verildi. Türk olan gemi personelinin İstanbul’birlikte kalacağı, kafasız artan personelin benzeri kısmının ülkelerine döneceği, benzeri kısmının ise gemide kalacağı öğrenildi. Anatolian isimli gemi önümüzdeki günlerde Tuzla Tersanesi’ne götürülerek, bakıma gireceği kaydedildi.

KURŞUN ZEYBEK KÖŞKÜNE İSABET ETTİ

Palikarya Kenar Güvenlik güçlerinin açtığı taciz ateşi sonucunda tıpkı mermi geminin kaptan köşküne çıkma etti. Kaptan köşkünün kapısındaki camdan can giren mermi geminin tavanını deldiği görüldü. Kurşunun yiğit köşküne intişar ettiği tam sefine personelinin dahi köşkte olduğu öğrenildi. Haddinden Fazla misil Yunan Periferi Güvenliği vasıtasıyla, yara edildiği gemi personeli aracılığıyla dile getirilirken, şans eseri yalnız bir kurşun gemiye intişar etti. Geminin içerisindeyse Somali’birlikte daha önceki yıllarda olduğu öne sürülen tıpkı ayrıksı mermi izine henüz rastlandı. O kurşunun bile geminin yemekhane bölümündeki cama çıkacak ettiği görüldü.

“BİZİMKİLERİN GELMESİ YAKIN BUNLAR ŞİMDİ KAYBOLUR”

Saldırıyı anlatan Sefine personeli Cengiz Oruç, “Palikarya Deniz Boyu Güvenlik Güçleri cebe zoruyla gemiyi durdurmaya çalıştılar, fiziksel müdahale ile durdurmaya çalıştılar. O şekilde yaklaştıkları için durmayı uygun görmedik. Biberli ettiler, gemiye halat attılar. Bizim sahil güvenliklerin geldiklerini malumat aldılar, uzaklaştılar. Karşılaşmadılar amma karşılaşsalardı ayrımsız öz olma ihtimali yüksekti. Ona atılganlık edeceklerini tek düşünmedim. ‘Bizimkilerin gelmesi andıran, bunlar demin kaybolurlar’ dedim. Dediğim kadar bile oldu. Yabancı personelden telaşlananlar oldu ama biz az buçuk daha sakindik çünkü sonucu biliyorduk. Bizimkilerin birkaç dakika içinde yetişecekleri belliydi, sonucu bildiğimiz için dayanmaya çalıştık” dedi.

“ÇOKÇA ŞAŞIRDIK, ÇOK ÜZÜLDÜK, HADDINDEN FAZLA ENDİŞELENDİK”

Geminin ortaklarından Banu Taşyar, “Gemide angarya yoktu, eskimemiş satın alınmıştı. Mogadişu Limanı’nda teferruatlı zamandır bekliyordu. Tığ satın aldıktan sonradan Türkiye’ye getirmeye çalışıyorduk. Süveyş Kanalı’ndan geçtikten sonradan biz dip benzeri dem aldık, ‘artık ayrımsız öz olmaz, sonuçta Akdeniz bizim zat denizimiz’ dedik. Çok rahatlamıştık, seçkin husus uğrunda kabil gözüküyordu. 10 Eylül’birlikte tığ tıpkı selen aldık. Yunan Botlarının çığlık açtığını öğrendik, haddinden fazla şaşırdık, haddinden fazla üzüldük, çok endişelendik. Kimseye bir madde olmaması büyük benzeri şanstı. 2 ülke ortada güçlük olacağını düşündüm, henüz aşkın yüklülük olması bile hiç istemediğimiz ayrımsız format. Bizim istediğimiz, sorunların devletler arası diyaloglarla çözülmesi. ‘Yurtta hazar, cihanda sulh’ diyerek düşünüyoruz gelişigüzel devir. İnşallah birlikte öyle peki, problemlere neden olmadan çözülmesini diliyoruz” şeklinde konuştu.

“EGO MÜZE OLMASINI HADDINDEN FAZLA İSTERİM”

Taşyar, “Sefine, Ro-Ro gemisi. Ticari amaçla kullanılmasını istiyorduk filhakika ama hem geçmişte geminin Mavi Marmara olması, hem Somali’birlikte yaşadıkları, hem Yunanistan’la yaşadıkları, geminin hikayesini haddinden fazla kuvvetlendiriyor. Benim içten görüşüm, geminin diğer ortaklarıyla konuştuğumuz bire bir bahis değil amma kişisel olarak müze olmasını isterim. Ben müze olmasını çok isterim” ifadelerini kullandı.

“2 DEVLET AÇISINDAN GERGİNLİĞİ ARTTIRACAK HİÇBİR ÖZ YARMAK İSTEMİYORUZ”

Banu Taşyar, “Burada hemen pencere kırığından ibaret bir hasar namevcut, bunun duraklamasından dolayı oluşan bambaşka maddesel zararlar üstelik var. Korkulu tıpkı maddesel manevi tazminat açmamız gerekiyor diyerek düşünüyorum amma 2 büyüklük açısından gerginliği arttıracak hiçbir öz bile tahsis etmek istemiyoruz. Tığ bunu etraflıca, ihtimal da fehamet büyükleri ile görüşeceğiz. Manevi tarafına gelirsek elbette ki ülkenin manevi değerlerinin zedelenmesi, üstelikte 9 Ilkgüz’ü izleme eden 10 Eylül günü bunun olması çokça can sıkıcı. Bu noktada da herhalde mehabet büyükleri zaruri ilaç ve görüşmeleri sağlayacaktır. Tığ verdiğimiz koordinatlardan öğrendiğimiz kadarıyla Türk Esmer Suları’nda olduğumuzu düşünüyoruz. Bayağıdır konuşulan aynı bahis olduğu üzere bu balçık konusu. Ayrımlı görüşler var, Arsıulusal Esmer Suları olduğu söyleniyor” diye konuştu.

İSRAİL ASKERLERİ BASKINI, SOMALİ’DE SALDIRI, YUNAN SAHİL GÜVENLİĞİNİN AÇTIĞI TACİZ ATEŞİ

Bu arada Komorlar bayraklı Anatolian isimli Ro-Ro gemisinin, 31 Mayıs 2010’dahi İsrail askerleri vasıtasıyla baskına uğrayan Gökçe Marmara olduğu ortaya daha çok. Geminin geçtiğimiz yıllarda birlikte Somali’de birlikte saldırıya uğradığı, geminin şimdiki sahipleri yoluyla öne sürüldü. Gemi, 2021 yılında Ro-Ro gemisine çevrildi ve gündeş sahipleri tarafından satın alındı. Sefine personeli bey sonrası gemiyi Somali’den alıp İstanbul’a değirmek amacıyla 3 Temmuz’de yola çıktı. Kısaca 70 çevrim süren seyahat süresince üstelik türlü hava olayları ve sefine arızalarıyla karşılaşıldığı, Bozcaada açıklarında Yunan Yaka Güvenlik unsurlarınca dokunaklı açıldığı belirtildi. Geminin Karadeniz’bile tecim yazmak üzere alındığı dile getirildi.