CHP Umumi Başbuğ Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, meslek çağındaki çocukların beslenme sorunları ve yüklü eğitime ilişik hazırladığı raporda; ailelerinin ehliyetli caize sağlayamadığı amacıyla okula revan çocukların hisse senedi geriliği yaşadığını belirterek, “Aileler eş geçindirme ve çocuklarının karnını doyurma ikilemi yaşamaktadır. Ailelere çocuğunun boğazından kısmaktan ayrıksı bire bir çare kalmamaktadır” dedi
CHP Genel Komutan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Kerem, Sahneden Çekildi. Aileler Beslenme ve Pahalı Eğitimle Beraberce Bırakıldı” antetli aynı tabir hazırladı. Okullarda gıdaya gerekseme duyan çocukların karbonhidrat ağırlıklı nemalanmak zorunda kaldığı, bunun dahi gelişimlerini etkilediğine dikkat çekilen raporda, Milli Terbiye Bakanlığı’nın çocukların yeterli beslenmesi için ücretsiz aşındırmak vermesi gerektiği kaydedildi. Raporda, “Az beslenen çocuklarda hisse senedi geriliğinin yanı sıra metabolik karine, çipo yetersizliği anemisi, iyot yetersizliği hastalıkları görülmektedir. Detaylı ve muhtel ekmek kuyruklarından anlaşılacağı üzere halkımız karnını karbonhidratla doyurmaktadır. Bunun beraberinde daima savmak ve türevleriyle beslenme, çocuklarda muafiyet sisteminin zayıflamasına ve enfeksiyon hastalıklarına misil açmaktadır” denildi.
Soylu Erki akse dolayısıyla ailelerin çocuklarının beslenmesine yeterince bütçe ayıramadığı tamlanan raporda, şu ifadeler kayran aldı:
“15–19 Yaş Grubu Bala Gıda Harcamalarına baktığımızda Ağustos 2021’de 936, Ağustos 2022’dahi ise 2 bin 48,79 TL olmuştur. Arz yakın kamer olan ağustos ayını değerlendirdiğimizde, asgari ecir düz, yegâne çocuklu ayrımsız ailede sadece tıpkısı çocuğun azık harcamasının 2 bin 48,79 TL iken aile nazik bire bir ittifak sıkıntısına düşecektir. Aileler eş geçindirme ve çocuklarının karnını doyurma ikilemi yaşamaktadır. Ailelere çocuğunun boğazından kısmaktan ayrıksı tıpkı çıkar yol kalmamaktadır.
4–6 Gözyaşı Grubu Bala Besin Harcamaları ise Ağustos 2021’de 507,72, Ağustos 2022’da ise 1106,64 TL olmuştur. Bu gözyaşı grubu çocuklarının gelişimi üzere berenarı önemlidir ve dosdoğru beslenme olanağına yer gerekseme duydukları zamanlardır. Zinde beslenme aksadığında çocuğun bundan ahir gelişimi ve öğrenme gücü üstelik zayıflayacaktır. Günümüz Türkiye’sinde milyonlarca yurt gelirli ev, çocuklarına dosdoğru beslenme imkanı sağlayamamaktadır.”
“BATMAKTA OLAN YUNANİSTAN BİLE YOKSULLUĞU AZALTMA ORANINDAN BİZDEN ELAN İLERİ”
Türkiye’nin yavru yoksulluğu ile mücadelede Avrupa Birliği’nde en başarısız ülke olduğu kaydedilen raporda, Eurostat verine atıfla şu kıymetlendirme yapıldı:
“Bir Numara sıradaki Finlandiya’dahi içtimai yardımlardan önceki bala yoksulluğu 31,8 iken içtimai yardımlarla 10,2’ye düşürülmüştür. Finlandiya’nın toplumsal yardımlarla yoksulluğu azaltma oranı 67,9 olmuştur. Türkiye’de çocuk yoksulluğu, sosyal yardımlardan evvel 41,6 iken toplumsal yardımlarla üstelik hemen 33’e düşürülmüştür. Türkiye’nin toplumsal yardımlarla yoksulluğu azaltma oranı 20,7 ile hangi yazık ki 34 ülke arasından nihai olmuştur. Konuşu anlamda büyük sıkıntılar çeken, balaban tıpkısı konuşu akse ve dağılış kıvrak Yunanistan’dahi üstelik çocuk yoksulluğu, içtimai yardımlardan evvel 36.0 iken içtimai yardımlarla 24.5’e düşürülmüştür. Batmaktan olan Yunanistan’ın da yoksulluğunu azaltma oranı 31,9 ile bizden çokça daha ileridir.”
Rapordan satır başları şöyle:
EĞİTİM PİYASALAŞTI: 1913 yılında hanek derslerinin oranı yüzdelik 13 iken günümüz de bu devlet yüzde 5’in altına düşmüştür. Hoppadak içeriği ve yetişek sistemini değişmekle yetinmeyen kâin kuvvet, ayrımsız zamanda eğitimde devletçi yaklaşımdan uzaklaşmış, piyasacı bir yaklaşımla eğitim bilimi yüklü kuzuluk dönüşmüştür. Buna denk yerine; format talip okullarda ise kıyafetler fahiş fiyatlarla satılmakta, gücük kollu tişört 130-140 teklik, pantolon ve ceketler 300’er liraya yaklaşmaktadır. Okula başlayan çocuklara, velilerine iletmeleri için verilen gerekseme listelerinde idareye teyit edilmek üzere fiyatları 200 lirayı bulan mülevven, renksiz fotokopi kağıtları bulunmaktadır. Vasıta parası alınmadığı söyleniyor ancak bir nice okulda ‘bağış’ adı altında servet toplandığı de bilinmektedir.
2012-2013’te 28 bin 177 olan devlete sınırlanmış ilkokul sayısı seçme yıl gerileyerek 22 bin 480’ye düşmüştür. Meslek sayısı 10 yılda cümle 5 bin 697 azaldı. Hususi ilkokullarda ise boyut mecmu tersi. Zaman yüz yüze olduğumuz madde, temel hak olan eğitimin ticarileşmesidir. Ayrıca heybet okullarına yapılan yatırımların daima azalması ve olanaklarının kısıtlanması üstelik hususi okullara müteveccih talebi artırdı. 2012-2013’te 992 olan hususi ilkokul sayısı 2 bin 39’a yükselmekte ve özel ekol sayısı acilen artmaktadır. Böylecene izzet elini eğitimden çekmiş, hem öğrenciler hem aileleri piyasacı ayrımsız tatlılıkla karşı karşıya bırakılmıştır.
“ÖĞRENCİLER ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINDA”: Türkiye’de geçen yetişek tedris döneminde meslek öncesi eğitim bilimi, ilköğretim ve lise düzeyinde 19 milyon 155 bin 571 mektepli örgün eğitim aldı. Buna bakarak Türkiye’de okul öncesi eğitim bilimi, ilköğretim ve lise düzeyinde 9 milyon 928 bin 304’ü erkek, 9 milyon 227 bin 267’si kız kalkmak amacıyla mecmu 19 milyon 155 bin 571 öğrenci, örgün eğitim aldı. Öğrencilerden 15 milyon 839 bin 140’ı resmi, 1 milyon 578 bin 233’ü hususi ve 1 milyon 738 bin 198’i ise meydanda talim kurumlarında terbiye gördü. Resmi okullarda terbiye görenlerin 8 milyon 147 bin 339’u erkek, 7 milyon 691 bin 801’i kız öğrencilerden oluştu. Özel okullarda ise 864 bin 762 erkek, 713 bin 471 kız mektepli düz aldı. Berrak öğretimde kayıtlı deli dolu öğrencilerin 916 bin 203’ünü ayvaz, 821 bin 995’ini kızlar oluşturdu.
“EKONOMİK BOYUT SUNMA ÇOKÇA DA ÇOCUKLARI ETKİLİYOR”: MEB’in istatistiklerine bakarak Mesleki Yetişek Merkezlerine giden mektepli sayısı de 700 bini aşmıştır. MESEM’lerdeki füru haftanın 4 günü çalıştırılmakta, sadece 1 devir yetişek alabilmektedir. Bu fiilen ihtişam vasıtasıyla çocuklarımızın örgün eğitim dışına çıkarılması ve yavru işçi haline getirilmesidir. 2020-2021 verilerinde MESEM’lerdeki tahminî 160 bin olan öğrenci sayısının bire bir yıldan henüz güdük bir süre içerisinde sakim milyondan aşkın artması, ülkenin ekonomik durumunun yer çokça da çocuklarımızı etkilediğinin kategorik kanıtı olmuştur.”
