Eğitim İş Umumi Başkanı Aşama Özbay: “Atatürk, Başkomutan, Başöğretmen Unvanını Alırken dahi Birilerinin Lütfu ile Almadı”

Fen: BERKAY VAROL – Azrail: AZİZ METİN TURAN

EĞİTİM-İŞ Umumi Başkanı Hamle Özbay, “Öğretmenlik Iz Kanunu”nu, “Cumhuriyet Altını değerleri ile hesaplaşmayı kendisine unsur edinmiş bir anlayışın zaman yine bu ülkenin yurttaşlarının gönlündeki, aklındaki unvanı, değerleri, kazanımları sıradanlaştırmak kadar tıpkı hedef üstelik gütmekte” sözleriyle eleştirdi. Özbay, ” Mustafa Eksiksizlik Atatürk, başkumandan unvanını alırken da başmuallim unvanını alırken da birilerinin lütfu ile almadı. Âdeta uğraş meydanlarında bu ülkenin kurtuluşuna liderlik ederek başkumandan unvanını aldı. Birilerinin arkasına sığınarak değil, oturduğu yerden istek vererek değil, uğraş meydanlarında sunma önde yerine yaşamını bu ülkenin kuruluşuna ve kurtuluşuna adayarak aldı. Başmuallimlik unvanını de tahtanın başına geçip bu ülkenin insanlarına yurttaşlık kimliği üzerinden tıpkısı zamanda dahi bu ülkenin kültür devrimi açısında dahi bir pedagog kimliğiyle aldı” diye konuştu.

Birleşik Amme İşgörenleri Sendikaları Konferasyonu’na (BİRLEŞİK AMME İŞ) sınırlı olan EĞİTİM İŞ’in Genel Başkanı Etap Özbay, AKP iktidarının hazırlayıp Meclis’ten geçirdiği “Muallimlik Meslek Kanunu”na ilişik ZÜMRÜDÜANKA Olgun Ajansı’nın sorularını yanıtladı.

“BİR BIRICIK BAŞÖĞRETMENİMİZ VAR, O DA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”

Özbay, EĞİTİM İŞ namına “Başöğretmenlik”e bakış açılarını şöyle anlattı:

“Dünyada birçok ülkeye baktığımızda, ülkelerin önderleri namına tanım ettiği isimlerle karşılaşırız. Meydanlarına gittiğimizde o meydanlarda liderlerinin, önderlerinin heykellerini görürüz. Tarihlerinde daha serbest yerler verdiğini görürüz. Liderlerini komutanlarıyla, askeri zaferleriyle, kahramanlıklarıyla rapor ederler, amma Türkiye’nin bu anlamda dünyadaki bütün ülkelerden ayrımlı bire bir tarifi var. Başkumandan, ser alemdar, önderimiz, liderimiz dediğimiz Mustafa Kemal Atatürk’e üstelik tıpkı zamanda başöğretmen unvanının verildiğini görüyoruz. Zaman başöğretmen dediğimizde, Türkiye Cumhuriyeti’nde canlı hep insanların aklına mevrut geçmiş adam. Yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nde değil dünyada birlikte Türkiye’yi yakından strateji fail, emperyalizme karşı verdiği mücadeleyi ve bire bir zamanda çağdaş, çağdaş ayrımsız devlet sistem sürecini takip eden dizge bile Mustafa Kemal Atatürk’ün başöğretmenlik unvanından haberdardır. O nedenle Terbiye İş adına benzeri biricik başöğretmenimiz var. O de Mustafa Kemal Atatürk’tür diyoruz.”

“CUMHURİYET DEĞERLERİ İLE HESAPLAMAYI KENDİSİNE İLKE EDİNMİŞ BİR ANLAYIŞ”

Muallimlik Iz Kanunu’na değinen Özbay, “Sözde kanunla birlikte esasta Cumhuriyet Altını’in o genişlik temel değerlerinden, kazanımlarından biri olan ve yurttaşların aklına, yüreğine yazılmış başöğretmenlik unvanının sıradanlaştırılması amacının olduğunu bile görüyoruz. Cumhuriyet değerleri ile hesaplaşmayı kendisine prensip edinmiş bire bir anlayışın bugün tekrar bu ülkenin yurttaşlarının gönlündeki, aklındaki unvanı, değerleri, kazanımları sıradanlaştırmak kabilinden tıpkısı meram bile gütmekte. Fakat tıpkısı misil daha tabir edelim ki Eğitim Bilimi İş’in olduğu kabilinden bu ülkede Cumhuriyet Altını’ten, aydınlanmadan, Cumhuriyet Altını’in emanetlerine sahip sâdır cümle üzere birlikte tıpkısı bir tane başmuallim var. O de Mustafa Kemal Atatürk” dedi.

“EĞİTİMİN BİLEŞENLERİ İLE PAYLAŞILMADI”

Teklifin, eğitimin özneleri olmadan hazırladığını vurgulayan Özbay, şunları söyledi:

“Bu teklifin hazırlanma sürecinin ve dirilik geçirme sürecinin topu hem türel hem de sürecin işleyişinin etiği açısından bir nice sıkıntıyı içerisinde barındırıyor. Usul açısından dahi asıl açısından üstelik budaklı bir süreçten bahsediyoruz. Usul açısından öncelikle eğitimi ait tıpkısı konunun eğitimin bileşenleri ile paylaşılması gerekirken hiçbir bileşeni ile paylaşılmadığını görüyoruz, diyeceğim ama sonradan bakanın ifadesinden şunu anlıyoruz; eğitim ile banal ilgilenin bileşenler ile paylaşılmamış, amma kendilerine yandaşlık eden sendika ve kendilerini zaman o koltuklarda tutan güya STK görünümlü tarikat-topluluk uzantılı yapılar yandaş sendika ile teşrikimesai içerisinde bu yasanın hazırlandığını görüyoruz. Eğitimin âdeta bileşeni olan ve eğitim bilimi emekçilerinin sorunlarını kişi sorunu kendisine gören sendikalara danışılmazken başarısız atamaların sorumlusu bu yaşanan bütün krizin ortağı olan lehtar sendika ile bu süreçte da aynı yanlışlık ortaklığı yaptığını gine bakanın öz itirafından ve aynı pişkinlikte karşılık veren güya sendikanın başkanından bütün kamuoyu bu ifadeleri net aynı şekilde duydu.”

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NIN KENDİSİ EĞİTİMCİ DEĞİL”

“Bunun arz mehabetli sebebi üstelik bu işi yönetenlerin aşağılık eğitimden anlayan kişiler olmamasından kaynaklanıyor. Bugün Milli Terbiye Bakanı’nın kendisi eğitimci değil. Kendisi eğitimci olmadığı kadar şoförünü şube müdürü fora etmek cüreti gösterecek kadar birlikte hem eğitimden hem de Cumhuriyet Altını’in kurumlarının asıl değerlerinden ırak bire bir anlayışı sergilediğini üstelik görüyoruz. Bugün vekil yardımcılarına baktığınızda birçoğunu ve bürokraside Milli Eğitim Bilimi Bakanlığı’nda casus noktasında bir nice kişinin eğitimci kimliğe erbap olmadığını, nasıp kriterlerinde tarikat ve ehil bağlantılarının ya üstelik bu sözüm ona bu sendika unvanını kullanan sarı sendikanın enerjik olduğunu görüyoruz. Bakanın de bunlara bakım ettiğini görüyoruz. Vekil üstelik o koltuklarda oturanlar de şurası bilmeli kim Cumhuriyet, erdemli olma rejimidir. Bu erdem üstelik Cumhuriyet’in kurumlarında adalet ettiğiniz benzeri şekilde habitat erdemini göstermeniz ile başlar. Oturduğunuz koltukları liyakatiniz ile kamuoyu önünde sorgulanmıyor olmanız geçişsiz.”

“DÜNYADA BAŞÖĞRETMEN UNVANINI KULLANAN BIRICIK ÖNDERDİR”

Türkiye’de yurttaşların “başöğretmenlik” unvanını Mustafa Eksiksizlik Atatürk ile özleştirdiğini belirten Özbay; “Bu ülkenin kuruluşundan bugüne yaşadığı süreci ve çağdaş, çağcıl Türkiye Cumhuriyeti’ni izleme fail dünyada bir nice herif bile şunu bilmektedir kim bu ülkenin kurucusunun başkumandan unvanının birlikte bir bile başmuallim unvanı vardır. Bu de dünyada başmuallim unvanını kullanan bir tane önder, biricik liderdir” dedi.

“ATATÜRK, UNVANLARI ALIRKEN BİRİLERİNİN LÜTFU İLE ALMADI”

Özbay, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Eksiksizlik Atatürk’e atıf yaparak, şunları söyledi:

“Mustafa Kemal Atatürk, serdar unvanını alırken üstelik başmuallim unvanını alırken bile birilerinin lütfu ile almadı. Küçük cidal meydanlarında bu ülkenin kurtuluşuna liderlik ederek başkumandan unvanını aldı. Birilerinin arkasına sığınarak değil, oturduğu yerden emir vererek değil, kavga meydanlarında sunma önde olarak yaşamını bu ülkenin kuruluşuna ve kurtuluşuna adayarak aldı. Başöğretmenlik unvanını da tahtanın başına geçip bu ülkenin insanlarına vatandaşlık kimliği üzerinden bire bir zamanda üstelik bu ülkenin ekin devrimi açısında de benzeri terbiyeci kimliğiyle başmuallimlik unvanını aldı. Bu unvanlar, tepeden gelişigüzel şekilde ya bile zaman Cumhuriyet’in kurumlarının, devletin verdiği o gücü kullanarak tepeden inme yahut birilerinin işareti ile olmamıştır.

“GEOMETRİ KİTABI YAZMIŞ BİR LİDERDEN BAHSEDİYORUZ”

Mustafa Kemal Atatürk’ün tekrar dünyadaki bir nice liderden farkı de yazdığı kitaplarla dahi ülkeye rehberlik, önderlik etmiştir. Geometri kitabı yazan bire bir liderden bahsediyoruz. Ülkenin birçok sorunu ile ilgilenen benzeri liderden bahsediyoruz. Halas mücadelesinin devam ettiği o arz kırıcı dönemde temel savaşın cehalete cebin olacağını belirten benzeri liderden bahsediyoruz. O yüzden başöğretmenlik unvanı bile öyle sınavla veya birilerinin lütfu ile verilecek, taşınacak bire bir titr değildir.”

“ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE SAYGISIZLIK SÜRECİDİR”

Yasanın öğretmenleri ayrıştıracağını tamlayan Özbay, “Öğretmenler odasını böldüğünü, ayrıştırdığını görüyoruz. Öğretmenlik mesleğinin onuruna aynı hürmetsizlik olduğunu görüyoruz. Bu proses öğretmene sarıklı diyemeyenlerin öğretmene ve öğretmenlik mesleğine hürmetsizlik sürecidir” dedi.

“CUMHURİYET, KİMSE KİMSENİN EFENDİSİ OLMASIN DİYE KURULMUŞ BİR SİSTEMDİR”

KPSS’dahi yaşanan skandalı anımsatan Özbay, “ÖSYM’nin başındaki güç görevden alınıyor. Yerine atanan kişinin ki olduğuna halkoyu bakıyor. Acep bir pedagog mi veya istimara değerlendirmeci mi? ÖSYM, yani Öğrenci Güzel ve Dek Merkezi. O ahit ölçme, istimara alanında bilgili kişilerin ÖSYM’nin başında olması lazım. Atanan kişiye bakıyoruz, tek alakası bulunmayan. Bire Bir Milli Eğitim Bilimi Bakanlığı’nın başındaki kişinin terbiyeci olmadığı kadar. Atanan kişinin paylaşımlarına, gittiği toplantılara bakıyoruz, ‘Gülyüzlü efendimiz’ diye tweet attığını görüyoruz. Esas çürümüşlük burada başlıyor. Liyakati uygulamamak, nasıp kriterlerinde topluluk-tarikat bağlantılarını dikkate kabul etmek Cumhuriyet Altını’in yer yetişkin erdemini birlikte anlatmamaktır. Cumhuriyet, kimse kimsenin efendisi olmasın diye müesses tıpkısı sistemdir” diye niteleyerek konuştu.

“ALANLARDAYIZ”

Özbay, “Öğretmenliğe içtinap etmek” diyerek mahdut genelinde alanlarda olacaklarını söylerken, “Öncelikle 31 Ağustos’ta cemi illerde örgütümüz açıklama yapacak. Büro ve mümessillik binalarımıza ‘Öğretmene kaçınmak’ pankartları asılacak. 1 Ilkgüz itibariyle Türkiye’nin dört bir yanını gezeceğiz. Öncelikle Yoksul Baykurt’un memleketinden başlayacağız. 1 Ilkgüz Burdur’dan yola çıkacağız. 2 Ilkgüz İzmir, 3 Eylül İstanbul, 5 Ilkgüz Samsun, 7 Ilkgüz Diyarbakır eylemlerini yaptıktan sonradan 9 Ilkgüz’da Ankara’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın önüne gelerek tıpkısı el üstelik alanlardan ibret ita sorumluluğumuzu namına getireceğiz. 9 Eylül’da devamında bile başöğretmenimiz Mustafa Eksiksizlik Atatürk’e dahi utanmak ziyaretinde bulanacağız” dedi.



Share: