DÜRÜST Partili Hayati Kalem, partisinin 21. yapılış yılını değerlendirdi Açıklaması

YANLIŞSIZ Parti Genel Komutan Yardımcısı Dirimlik Edip, DÜRÜST Öğür kadrolarının sürekli için devam ettiğini belirterek, “Bu çerçevede milletin hukukunu yüklenmek, insanımızın sosyoekonomik engellerini ortadan girmek, maltalık standardını arttırmak, bilcümle ülkedeki herkese seslenmek suretiyle Umumi Başkanımız öncülüğünde yola sâdır kadrolarız.” dedi.

Reisicumhur ve YANLIŞSIZ Öğür Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2001 yılında kurulan DOĞRU Tümen, 3 Kasım 2002’den bu yana sürdürdüğü erk göreviyle Türk politik tarihindeki yerini aldı.

İstanbul Büyükşehir Şehremaneti Başkanlığını sürdürürken Siirt’te Temiz Gökalp’in “Çeri Duası” isimli şiirini okuması nedeniyle 1999’da 10 kamer hapse mahkum edilen ve siyasi yasaklı olan Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi’nden boşaltma olduktan bilahare çalışmalara başladı.

Bu süreçte Türkiye’yi dolaşan, diyar, ilçe ve köylerde vatandaşlarla bir araya mevrut Erdoğan liderliğindeki “Erdemliler Hareketi”, 14 Ağustos 2001’da “DOĞRU Parti” adıyla siyasa sahnesine bundan sonra.

AK Fırka, politik yasaklı Umumi Başkan Erdoğan’ın namzet olamadığı 3 Teşrinisani 2002 genel seçimlerinde yüzde 34,28 fikir alarak bir tane başına hükümet kuracak çoğunluğu elde etti.

Bundan ahir süreçte, politik yasağının kaldırılmasıyla Erdoğan liderliğinde el almaya bitmeme fail SELIM Öğür, kesintisiz kuvvet sürecine girdi.

Partinin 21 yıllık yolculuğunun tamamına tanıklık fail Dirimsel Kalem Erbabı, öğür bünyesinde geçmişten bugüne büyüklüğünde yaşananlara ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

DÜRÜST Öğür’nin kurulduğu dönemdeki şartların ve politik atmosferin çok gür değerlendirilmesi gerektiğini tamlayan Muharrir, “Siyasa planlı aynı iştir, istek işidir. Yöntem, milletin gönlüne girebilme faaliyetidir. 2000’li yıllarda Türkiye’üstelik politika kurumuna olan büzük kelimenin tüm anlamıyla dibe vurmuştu. Milletle siyasetin gündemi farklıydı. Öyle kim hükumetin toplanması bile olgun olurdu. Bakanlar Kurulunun toplanması rutindir ama eylemek kim toplanmakta dahi tartı vardı. Hakeza bir süreçti.” diyerek konuştu.

Yazıcı, milletin, hiçbir zaman önünün tıkanmasına ve ümitsizliğin sürmesine istek göstermediğini, ön açıcı, çıkar yol üreten ve sevgili çözen kadrolara bitirme vereceği zamanı bereketli değerlendirdiğini tabir etti.

Kişilerin, müktesebatları ve insanlarla ilişkilerinin dirimlik derecede önemli olduğuna aksan özne Yazıcı, şöyle devam etti:

“Umumi Başkanımızın İstanbul Büyükşehir Şehremaneti Başkanlığı sürecinde gerçekleştirdiği performans, halkla ve Türkiye’yle kurduğu diyalog, sorunları çözen reis olma algısını halkın belleğine yerleştirdi. Amiyane tığ üstelik Genel Başkanımızın öncülüğünde yaptığımız hep çalışmalarda, sıcacık ve sıcaklık halde budun geçmek suretiyle siyasal hareketimize günbegün etap yaptırdık. 14 Ağustos 2001’dahi tüzel kişiliği birlikte yapmak suretiyle Türk siyasal tarihinde var olduk. Kuruluşundan 1,5 yıl sonraları milletimiz kuvvet yetkisini partimize salıverme ve tasdik etti. O günden bu yana dursuz duraksız yürüyoruz. ‘Durmak bulunmayan, yola devam.’ diye tıpkı sloganımız var. Bunu tığ vakit kaybetmeden erek kitleye söylemiyoruz. Kendimize söylüyoruz. DOĞRU Tümen kadroları dursuz duraksız için devam kadir. ‘Şunu yaptık, bunu yaptık.’ Bitti mi? Müfit. İhtiyaçlar bitmeyen, kaynaklar kapalı. Bu çerçevede milletin hukukunu destek olmak, insanımızın sosyoekonomik engellerini ortadan yolmak, hanay standardını arttırmak, hep ülkedeki herkese seslenmek vasıtasıyla Genel Başkanımız öncülüğünde yola sâdır kadrolarız. Kuruluşu itibarıyla birlikte önceki hep siyasal partileri, tüzüklerini, programlarını incelemiş, elemiş, hayır olanları özlük değerleri yerine yerleştirmiş, yeni tıpkı parti kendisine var olduk.”

Musannif, AK Tümen siyasetinin merkezinde halkın olduğuna aksan yaparak, Atatürk’ün “Irade aldırışsız şartsız milletindir.” sözünün bütün muhtevasına inandıklarını, DOĞRU Parti’nin hedefinin bunu siyasette yapmak olduğunu kaydetti.

Sadece sözün değil, kararın da milletin olduğunu ifade eden Edip, “SELIM Fırka’nin hep icraat ve faaliyetlerinin merkezinde insan var. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki heybet yaşasın.’ sözü bizim müracaat aldığımız benzeri değerdir. İnsanı görmeyen ve gözetmeyen tek faaliyetin başarı şansı bulunmayan. YANLIŞSIZ Tümen’nin başarısı dahi siyasetinin temelinde millete düz veriyor oluşudur. Milletin gündemiyle hükumetin gündemini birleştirdik. 3 Kasım 2002’den itibaren gündem birleşti.” diye niteleyerek konuştu.

Vesayet odaklarıyla mücadele

Musannif, partinin yapılış sürecinden itibaren 2010 Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe kadar daim vesayetçi yapılarla mücadele ettiklerini söyledi.

Türk toplumunun hem politik hem üstelik sosyal alanında bu unsurların sürekli müdahaleci olduğunu aktaran Musannif, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ayrı ayrı yöntemler ahzetmek kanalıyla kavim iradesine rağmen sonuçlar doğurucu çalışmalar yaptılar. Yapı aşamasında, daha kuruluş dilekçesini vermeden ‘Kurucular arasında Tayyip Erdoğan varsa, İçişleri Bakanlığı bu partinin bünye bildirgesini almayacak. Bunlara alındı belgesi vermeyecek.’ deniyordu. Tayyip Erdoğan’la ilgili ‘Siyasi hayatı bitti. Bundan Sonra kocabaşı da olamayacak.’ söylemlerini bire bir tarafa bırakın. Tığ belgeleri verdik. Anca ayrımsız özdek yapmaları gibi değil. Çünkü siyasal partilerin kuruluşunu denetleyecek olan Yargıtay Cumhuriyet Altını Başsavcılığı, finansal açıdan birlikte Temel Mahkemesi. Dolayısıyla kuruluşu gerçekleştirdik. Kuruluştan benzeri hafta sonra Türk siyasi hayatında ilktir. AK Öğür için Esas Mahkemesine müessis umumi başkanın üyelikten çıkarılması, kurucular ortada 13 kadının 6’sının başının kapalı olması nedeniyle bunların kuruculuktan çıkarılması için YANLIŞSIZ Fırka’ye uyarı verilmesi talebiyle o günün başsavcısı Esas Mahkemesine başvurdu. Bunun eksantrik tıpkısı örneği namevcut. Esas Mahkemesi bunu irdeledi ve karara bağladı. Başörtülüler üzere talebi akseptans etmedi ama ‘Erdoğan müessis olamaz, üyelikten çıkarın.’ dediler. 6 ay da müddet verdiler. Burada da değişik benzeri uygulama yaptılar. O dönemde özneye göre değişik kararlar artık. Rahmetli Hasan Ululuk Iyice da tıpkı maddeden egemenlik giymişti. Onun organ olamayacağı konusundaki itirazı reddediyor amma eden değişip Erdoğan olunca ‘Bu örgen olamaz.’ diyorlar. Benzeri mahkeme.

Bundan 10 ahit sonra Umumi Başkanımızın 90’lı yıllarda Rize’da yaptığı bir konuşma televizyonlara servis edildi. Takiben Rize Cumhuriyet Başsavcılığı, o ahit Çap Düzenlilik Mahkemeleri vardı. Erzurum Mehabet Asayiş Mahkemesi tezce soruşturma başlattı. Bunlar yetmezmiş kadar aynı birlikte Ankara’de DGM Savcısı vardı Nuh Mete Yüksel, o da Ankara’üstelik başlattı. Sistem teyakkuza önceki bizi boğacaklar neymiş. 2002 Nisanında, Erdem Partisi kapatılınca oradan heybetli sayıda saylav arkadaşımız, Anavatan, DYP ve MHP’den bize katılanlar olmuştu. Mebus grubumuz falsolu hatırlamıyorsam 52 kişiden oluşuyordu. TBMM’dahi grubu olan bire bir partiydik. Tayyip As gece beni aradı. ‘Savcı bana celp çıkarmış.’ dedi. Celp, ‘yaka paça bu adamı alın gelin’ girmek. Hukukta anca benzeri özdek bulunmayan. Geçmiş ihbariye çıkarırsın. Yeri yurdu mahsus, tıpkı partinin umumi başkanı… Tebligata icabet etmezse çağrı belgesi çıkar. Adliyeye gittik, orada sorgusunu yaptık. Tutuklama talebiyle isticvap hakimine irsal etti o müddeiumumi. O, aklıselimle akım ederek bu talebi reddetti. Yolumuza devam ettik. Buna eş örnekler çokça.”

Muharrir, vesayet odaklarının bu girişimlerinin Türkiye’nin enerjisini boşa harcadığını anlatarak, Reisicumhur seçimi sürecinde tekrar “aba altından payanda gösterildiğini” anlattı.

E-muhtırayla bakir şartlar öne sürüldüğünü tamlayan Müellif, şöyle konuştu:

“Anayasa galiba, dâhilî nizamname anlaşılan, aday olabilme şartları çok bariz seçik galiba. O dönüş Türk Silahlı Kuvvetlerinin başında olan can internette demeç yayınlamak kanalıyla valide altından sopa gösteriyor. Bu konularda tek devir ümitsizliğe kapılmadık. Liderin öncülüğünde rüfeka onun etrafında yığılmak suretiyle kolektif aklı devreye sokarak, konuları konsülte ederek, pekâlâ davranacağımızı belirleyerek, çokça dikkati bire bir biçimde çarpış zihniyetine ve vesayetçi müdahalelere cebin büyük tıpkı direnç gösterdik. Bu, Türk demokrasisi açısından şişman benzeri kazançtır. Muhtıraya karşı SELIM Tümen’nin duruşu tıpkı çarpış önlemedir. Tarihte ilk darbe önlemedir. Bizim haddinden fazla partili hayatımız ayrımsız darbeler tarihidir. Elan bilahare 2008’birlikte parti için açılan metres davasında birlikte… 15 Temmuz’da birlikte milletimiz darbeye alın çarpış yapmış, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla ulus kudurgan, tüm kesimlerden tümce bu çağrı üzerine sokaklara çıkma, akşam ezanı başlayan darbeyi sabah önlemiş. Bu de tarihte ikinci kere çarpış önlemedir. Birincisini SELIM Öğür bunu millete yaslanarak önlemiş, 15 Temmuz’u dahi ermiş milletimiz önledi.

Bunların Türkiye’ye getirdiği fatura yok mu? Imkânsız evet mu. AK Öğür 2007’üstelik henüz yüksek ayrımsız göre iktidara geldi. O günün cumhuriyet başsavcısı Mart 2008’de aracısız metres davası açıyor. Kime karşı? İkinci yol bir tane başına iktidar olan partiye alın. 70-80 dolayında siyasetçinin siyaset yapmasının yasaklanmasını istiyor. Bunların ortada Cumhur Reisi, TBMM Başkanı, Başbakan var. İçlerinde ben da varım. Bu hicap verici ayrımsız şey ama biz bunlara cebin millete yaslanarak direndik. Bunların Türkiye’ye politik evolüsyon itibarıyla faturası olduğu kabilinden, iktisadi evolüsyon ve kalkınma bakımından bile çokça iri faturası var.”

Türkiye’nin vesayetçi unsurlardan görgüsüz kurtulmadığına bel eden Muharrir, bürokratik devleti demokratik devlete çevirmek için uğraş ettiklerini söyledi.

“Siyasa, uyanıklık ve proje işidir”

Yazıcı, DÜRÜST Tümen’nin iktidara geldiği günden bugüne daima hisse senedi ve proje odaklı olduğunu dile getirerek, “Politika, vizyonerlik işidir. Siyasa projeci olmanın gerektiği tıpkısı alandır. Siyasa değerler üzerine yapılmaz. Değerler hepimizindir. Bu yüzden ‘yegâne ulus, yegâne öncü, biricik yurt, bir tane fehamet’ diyoruz. Bunlar üzerine ağız dalaşı imkânsız. Tarihi eski üstüne üstelik tartışma gayrimümkün. İyisiyle, kötüsüyle, yanlışı ve doğrusuyla hepsi bizimdir ve bize aittir. Bunlardan ibret alırız. Yöntem, milletin sorunlarına çözüm kazımak üzere konkre projeler üzerinden yapılan rekabetçi yarıştır. Bu ölçütü dikkate aldığımızda YANLIŞSIZ Parti dışındaki aykırılık partilerinin ne konuda ne tuhaf projeleri var? Ayrımsız muhatabınıza sorduğunuzda yanıt alabiliyor musunuz? Biz Türkiye’yi geliştirdik ve dönüştürdük. Türkiye’nin doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi derken tıpkısı taraftan birliğe aksan yaptık, ayrımsız taraftan bile hizmeti götürmede hep yerine baktığımızın altını çiziyoruz.” dedi.

Kalem, muhalefetin 2002’da AK Parti iktidarını başlatan şartların bugün dahi yaşandığı yönündeki söylemlerini değerlendirdi. Muhalefetle erk arasındaki siyasal rekabetin projeyle olması gerektiğini yineleyen Edip, şunları kaydetti:

“Bu lafla olanaksız. Projen nedir? Türkiye’nin herhangi bir sorununu çözmede projen hangi? Böyle bir molekül yok. Bu işleri ölçüp biçecek olan eren Türk milletidir. Bu zümre benzetmeler hiç planlı değil. Bu kendilerini uyutmak üzere geliştirdikleri bire bir söylemdir. Budun bunları görüyor. Maltalık pahalılığı ve pahalılık bakımından sıkıntılarımız var. Tarihimizde ilk defa asgari ücreti sene dolmadan realize ettik. Zor maaşlarına, bağan gelirlilere muhteşem ölçüde destekler sağladık. Aynı taraftan bile enflasyona hastalık olan hususları ortadan yok etmek üzere hükumetimiz çalışmalarını sürdürüyor. İnşallah bunu dahi gerçek aynı duruma getireceğiz. Bizim yok saydığımız ayrımsız bahis değil. Benzeme üzerine kendilerinin durumu benziyor cins. Gerek kudret, gerekse üstelik sosyoekonomik ortamın tek benzerliği yok.”

Yazar, Türkiye’nin uluslararası camiada sözü dinlenen aynı konumda olduğunu belirterek, Ukrayna- Rusya krizindeki girişimlerin bunun somut örneklerinden olduğunu söyledi.

Dünya barışı açısından Türkiye’nin haddinden fazla hareketli olduğuna dikkati calip Edip, “Bunları sıra yazacak. Zihin sahibi insanlar birlikte bunu görüyor.” dedi.



Share: